Amazon cover image
Image from Amazon.com
Custom cover image
Custom cover image

Varlık ve tapınak : eski Yunan tapınağının kavramsal inşası üzerine arkitektonik bir deneme / R. Eser Kortanoğlu.

By: Language: Turkish Publication details: Ankara : Bilgin Kültür Sanat Yayınları, 2018.Description: xi, 234 s. : res., 20 cmISBN:
  • 9786059636339 (pbk.)
Other title:
  • Eski Yunan tapınağının kavramsal inşası üzerine arkitektonik bir deneme
Subject(s): LOC classification:
  • NA 275 .K67 2018
Summary: Arkeoloji araştırmalarım esnasında, inanılırlığı sorgulanmayan, evrensel seviyede "bilimsel" gözüken birçok "keskin ifadenin" aslında oldukça sezgisel, romantik ve keyfi kanılara dayandığını gözlemledim. Batı'nın kültür tarihi ve arkeoloji disiplininde, özellikle 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın ilk yarısında, sanki bir "yapının" öyle olmasını istediği için, belirgin anlatım şemalarının hakikat kabul edildiğini, bu epistemenin de terminolojisi modernize edilerek günümüze değin döngüsel bir şekilde tekrar edildiğini "hissettim". Hissettim dememin nedeni bu kadar uzun zamandır tekrar edilen kavramların artık akıldan ziyade bilinçdışında aldıkları konumlardır. Ben bu tür sezgisel-keyfi anlatılara (ki alt katmanlarında kosmos adı verilmiş düzenle ilgili sürekli söylem üretiyor veya sorun çözüyorlar) "Klasik Paradigma" diyorum. Klasik Paradigma, özellikle MÖ sekizinci yüzyıldan itibaren görünürlük kazanmış ve devamlı olarak geliştirilmiş bir sosyo-kültürel forma dayanıyor. Bu çalışmada temelde klasik paradigma dediğim "şey"in varoluş düzlemine, söylemlerine ve izlerine "Eski Yunan Dinsel Mimarisi" üzerinden dokunmak istedim.
Star ratings
    Average rating: 0.0 (0 votes)
Holdings
Item type Current library Call number Status Barcode
Books Books Beykoz Üniversitesi Kütüphanesi NA 275 .K67 2018 (Browse shelf(Opens below)) Available 00018021

Kaynakça ve dizin vardır.

Arkeoloji araştırmalarım esnasında, inanılırlığı sorgulanmayan, evrensel seviyede "bilimsel" gözüken birçok "keskin ifadenin" aslında oldukça sezgisel, romantik ve keyfi kanılara dayandığını gözlemledim. Batı'nın kültür tarihi ve arkeoloji disiplininde, özellikle 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın ilk yarısında, sanki bir "yapının" öyle olmasını istediği için, belirgin anlatım şemalarının hakikat kabul edildiğini, bu epistemenin de terminolojisi modernize edilerek günümüze değin döngüsel bir şekilde tekrar edildiğini "hissettim". Hissettim dememin nedeni bu kadar uzun zamandır tekrar edilen kavramların artık akıldan ziyade bilinçdışında aldıkları konumlardır. Ben bu tür sezgisel-keyfi anlatılara (ki alt katmanlarında kosmos adı verilmiş düzenle ilgili sürekli söylem üretiyor veya sorun çözüyorlar) "Klasik Paradigma" diyorum. Klasik Paradigma, özellikle MÖ sekizinci yüzyıldan itibaren görünürlük kazanmış ve devamlı olarak geliştirilmiş bir sosyo-kültürel forma dayanıyor. Bu çalışmada temelde klasik paradigma dediğim "şey"in varoluş düzlemine, söylemlerine ve izlerine "Eski Yunan Dinsel Mimarisi" üzerinden dokunmak istedim.

Share